İki Dedektif
İki arkadaş birlikte ormanda kamp yaparlar. Yemek yiyip yattıktan sonra biri uyanır ve arkadaşına seslenir:
— Hey dostum, yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.
— Milyonlarca yıldız görüyorum.
— Bu sana neyi gösteriyor?
— Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca gezegenin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3’ü çeyrek geçtiğini çıkarıyorum. Meteorolojik açıdan da bugün havanın çok güzel olacağını tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor?
Arkadaşını sabırla dinleyen adam artık dayanamaz:
-— Yahu görmüyor musun, çadırımızı çalmışlar!
İki Dedektif
İki arkadaş birlikte ormanda kamp yaparlar. Yemek yiyip yattıktan sonra biri uyanır ve arkadaşına seslenir:
— Hey dostum, yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.
— Milyonlarca yıldız görüyorum.
— Bu sana neyi gösteriyor?
— Astronomik olarak milyonlarca galaksinin ve dolayısıyla milyarlarca gezegenin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3’ü çeyrek geçtiğini çıkarıyorum. Meteorolojik açıdan da bugün havanın çok güzel olacağını tahmin ediyorum. Neden sordun? Sana ne gösteriyor?
Arkadaşını sabırla dinleyen adam artık dayanamaz:
-— Yahu görmüyor musun, çadırımızı çalmışlar!
NEREDEN BİLİYOR
Küçük çocuğun başı ağrıyordu. Doktor çağırdılar. Doktor hap vererek dedi ki:
— Bu hap şimdi senin baş ağrını geçirir. Peki, onu kolay yutabilecek misin?
— Kolay yutmasına yutarım da, hap mideme girdikten sonra başıma giden yolu nereden bulacak?
Kimse Oturmuyordu
Seyahatten dönen adam, arkadaşına yakınıyordu:
— Bu sefer perişan oldum, çok kötü bir tren yolculuğu geçirdim. Arkadaşı merakla,
— Hayrola ne oldu?
— Trende yerim tersti başım döndü, midem bulandı, yahu.
— Aman kardeşim, insan karşısındakine rica edip yer değiştirir.
— Benim de aklıma geldi gelmesine ama karşımda kimse oturmuyordu ki!